News & Insights

Türk Vatandaşlığının Sonradan Kazanılması Ve Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

1. GİRİŞ

Günümüzde ülkeler, farklı gerekçelerle çeşitli hukuki ve/veya mali kriterleri karşılayan başka ülke vatandaşlarına vatandaşlık vermektedir. Bu kriterler ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte sonradan vatandaşlık kazanılması için en çok tercih edilen yolun yatırım yoluyla vatandaşlık kazanımı olduğu bilinmektedir.

Geçtiğimiz 5 yılda bu yolla vatandaşlık kazanma yöntemi Türkiye’de de oldukça tercih edilmiştir. İçişleri eski bakanı Süleyman Soylu’nun 10 Mayıs 2022 tarihli basın açıklamasında, ekseriyeti Ortadoğu ülkeleri olmak üzere, 25.969 yabancı ülke vatandaşının yatırım yoluyla Türk vatandaşlığı kazandığı açıklanmıştır.

Yatırım yoluyla vatandaşlık kazanılması kurumunun hukuka aykırı saiklerle de tercih edildiği görülmekte olup çalışmamızda suistimal seviyesindeki eylemlerin sonuçları üzerinde de durulmaktadır.

2. Yatırım Yoluyla Vatandaşlık Kazanılması Kararı ve İdarenin Başvuruları İnceleme Süreci

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun (“TVK”) 12/1-(b) atfıyla 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (“Yabancılar Kanunu”) madde 31/1-(j) uyarınca Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek kapsam ve tutarda yatırım yapacaklar ile bunların yabancı eşi, kendisinin ve eşinin ergin olmayan veya bağımlı yabancı çocuğu yatırım yoluyla vatandaşlık kazanabilmektedir.

2024 yılı itibariyle en az 400.000,00 Amerikan Doları veya karşılığı döviz tutarındaki kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmuş ya da üzerinde yapı bulunan arsa vasıflı taşınmazın tapu kayıtlarına üç yıl satılamama şerhi konulması şartıyla satın alınması halinde, yabancıların Türk vatandaşlığı başvurusunda bulunmaları hukuken mümkün kılınmıştır.

Belirtmek gerekir ki yatırım yoluyla vatandaşlık kazanılabilmesi için ön şart başvurucunun millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamasıdır.

Milli güvenlik ve kamu düzeninin tehlikeye atılmasını önleme maksadıyla TVK başta olmak üzere birçok düzenleme getirilmiştir.

3. INTERPOL Mevzuatının Yatırım Yoluyla Vatandaşlık Kazanımında Etkisi

TVK’nin 12. maddesinde sayılan istisnai yollarla Türk vatandaşlığı kazanmak için başvuru yapan yabancının millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunup bulunmadığının kamu kurumlarınca araştırılması elzemdir

Bu araştırma yapılırken Türkiye’nin tüm mevzuatına çekincesiz taraf olduğu INTERPOL’ün iki kaynağı oldukça önem taşır:

(i) INTERPOL Bültenleri ve
(ii) INTERPOL Parmak İzi Aktarım Sistemi (AFIS)

3.1. INTERPOL Bültenleri ve Özellikle INTERPOL Kırmızı Bülteni

INTERPOL Bülteni, en yalın anlatımla, üye devletler arasında çeşitli konularda bilgi alışverişini sağlamak için çıkarılan bir tür bildirimdir.

Bu bültenler, kırmızı, mavi, yeşil, sarı, siyah, turuncu ve mor olmak üzere toplam yedi tanedir. Ek olarak Interpol-Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Özel Bülteni olarak isimlendirilmiş sekizinci bir bülten tipi de mevcuttur.[ 1 ]

INTERPOL Veri İşleme Kuralları’nın 82. Maddesine göre, INTERPOL kırmızı bülteni genellikle uluslararası ölçekte aranan ve görece ağır suç isnatlarıyla ilişkilendirilen kişilerin konumlarının tespiti ve bu kişilerin aranılan ülkelere iadesi amacıyla yakalanması için kullanılan bültendir.

Kırmızı bülten ile aranan kişilerin, bulunduğu üye ülkenin resmi makamları tarafından geçici tutuklanıp müsnet suçların iadeye elverişli olması şartıyla iade edilmesi amaçlanır.

3.2. INTERPOL Parmak İzi Aktarım Sistemi: AFIS

INTERPOL Parmak İzi, Yüz ve Biyometrik Bilgilerin Değişimi için Veri Formatı Uygulaması Rehberine (INTERPOL Implementation for Data Format for the Interchange of Fingerprint, Facial and Biometric Information) göre AFIS (Automated Fingerprint Identification System – Otomatik Parmak İzi Tanımlama Sistemi), uluslararası ölçekteki kriminallerin tespiti için Interpol tarafından geliştirilmiş, üye devletlerin kullanımına açık olan, kişileri başta parmak izi olmak üzere biyometrik verileri üzerinden tanımlayan bir tür veri tabanıdır.

Bu sistem, parmak izi verilerini tarama yoluyla (i) suçluların tespit edilmesini, (ii) aranmasını sağlar, (iii) parmak izi verilerini dijitalleştirir, (iv) depolar ve (v) sorgular.

AFIS vasıtasıyla üye devletler, özellikle kırmızı bülten seviyesinde aranan birçok kriminalin konumunu tespit etmiş ve ilgili ülkeye iade etmişlerdir. Ayrıca iç asayiş açısından son derece kıymetli veriler barındıran bir veritabanıdır.

4. Yerli ve Milli Parmak İzi Tarama Sistemi: APFIS

4.1. APFIS Nedir?

APFIS (Otomatik Parmak ve Avuç İzi Teşhis Sistemi), en yalın anlatımla, AFIS ile benzer amaçlara hizmet eden, kişileri parmak ve avuç izi ile eşleştirmek suretiyle tanımlayan ve anlık kimlik tespiti yapabilen bir tür yazılımdır.

Ülkemizde 27 Ocak 2014 itibariyle kullanılmaya başlanılmış olup kesin kabulü 17 Şubat 2015 tarihidir. [ 2 ]Kamu kurumlarının tümünde kullanılması hedeflenen bu sistem, tamamen yerli ve milli olduğu ileri sürülen imkanlarla Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı’nın bilgi ve deneyimlerinden de yararlanılarak Havelsan-Polsan iş birliği ile geliştirilmiştir.

Günümüzde kamu kurumlarında hizmete özgü parmak izi alma cihazlarında da kullanılan bu yazılım ile T.C. Kimlik numarası ve parmak izinden hızlı kimlik kontrolü yapılabilmektedir.

2018 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, parmak izi faaliyetlerinin etkin ve verimli şekilde yürütülmesini sağlamak ve zaman kaybını önlemek amacıyla İçişleri eski bakanı Süleyman Soylu’nun talimatıyla Jandarma Genel Komutanlığı Otomatik Parmak İzi ve Avuç İzi Teşhis Sistemi (OPTES) ile Emniyet Genel Müdürlüğü Otomatik Parmak ve Avuç İzi Teşhis Sisteminden (APFIS) karşılıklı sorgulama yapılmasına imkân tanıyan bir protokol imzalanmış; İçişleri Bakanlığı konuya ilişkin olarak iki kurumun sistemlerindeki parmak izlerini karşılıklı olarak birbirine açmasıyla birçok faili meçhul olayın çözüme kavuştuğunu bildirmiştir. [ 3 ]

4.2. AFIS Verisinin T.C. İçişleri Bakanlığı’nca Yatırım Yoluyla Vatandaşlık Başvurusunda Göz Ardı Edilmesi

6 Nisan 2010 tarihli ve 27544 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik (“Yönetmelik”) [ 4 ] madde 35/2 uyarınca yabancının Türk vatandaşlığını kazanmasında millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halinin bulunup bulunmadığının tespiti için Millî İstihbarat Teşkilâtı Müsteşarlığından ve Emniyet Genel Müdürlüğünden arşiv araştırması istenir. Aynı maddenin 4. fıkrası gereği Millî İstihbarat Teşkilâtı Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünce yabancının millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek araştırmanın sonucu açık bir şekilde bildirilir.

Buna karşın 2018 yılından günümüze TVK madde 11/1(g) hükmü aksine milli güvenlik ve kamu düzenini ihlal edebilecek nitelikte eylemlerle adı anılan, ağır suç isnatlarıyla ilişkilendirilen kişilerin de yatırım yoluyla Türk vatandaşlığı kazanabildiği görülmektedir. Bu kişilerin kimi zaman uluslararası ölçekte terör örgütü olarak sınıflandırılan yapılarla organik bağı olduğu ve hatta Interpol tarafından kırmızı bültenle arandığı ortaya çıkmıştır.

Tam da bu noktada açık kanun hükmüyle yukarıda anılan kamu kurumlarına yüklenen araştırma ödevinin gereği gibi ifa edilmediği ve milli güvenlik bakımından oldukça önem arz eden yerli ve milli APFIS sistemimizin verilerinin yetersiz kaldığı görülmektedir. Hal böyleyken, Interpol’ün AFIS sisteminin ise yeterince etkin kullanılıp kullanılamadığı sorusu güncelliğini korumaktadır.

5. Türk Vatandaşlığının Kaybı

TVK, sonradan kazanılan Türk vatandaşlığının kaybı hallerini de düzenlemiştir. Zira gerekçesinde de atıf yapılan Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi madde 4 uyarınca hiç kimse keyfî olarak vatandaşlığından mahrum edilmemelidir. Bu sebepledir ki yetkili makamlarca vatandaşlığın kaybettirilmesi veya iptal edilmesi hukuki sınırlamalara tabi tutulmuştur.

Yetkili makam kararıyla Türk vatandaşlığının kaybı halleri TVK madde 24 uyarınca (i) çıkma, (ii) kaybettirme ya da (iii) vatandaşlığa alınmanın iptali şeklinde sayılmıştır.

Bu çalışmada, AFIS sisteminin yeterince etkin kullanılmaması nedeniyle idarenin sıklıkla başvurmak zorunda kaldığı, sonradan kazanılmış Türk vatandaşlığının iptali usulü üzerinde de durulmuştur.

5.1. Türk Vatandaşlığının Yetkili Makam Kararı ile İptali

TVK madde 31 uyarınca Türk vatandaşlığını kazanma kararı, ilgilinin yalan beyanı veya vatandaşlığı kazanmaya esas teşkil eden önemli hususları gizlemesi sonucunda vuku bulmuş ise kararı veren makam tarafından iptal edilir. İptal kararı, karar tarihinden itibaren geçerlidir. Yönetmelik madde 58 uyarınca Türk vatandaşlığını kazanma tarihi ile kararın iptal edildiği tarih arasında Türk vatandaşı olarak yapılmış olan işlemler hakkında iptal kararı uygulanmaz.

5.2. Kararın Tebliği ve Tebliğ Edilmemesinin Sonuçları

TVK madde 41 uyarınca Türk vatandaşlığının kazanılmasına ve kaybına ilişkin kararlar ilgiliye ve başvuru makamlarına tebliğ olunur. Kanun’un 29. maddesi uyarınca verilen kaybettirme kararları Resmî Gazete’de yayımlanır ve yayımlandığı tarihte tebliğ edilmiş sayılır.

Vatandaşlık kazanma kararının ilgilisine tebliğinden ya da tebliğ edilmiş sayılmasından itibaren 60 (altmış) gün içinde geri alınması mümkündür. Bu sebeple, vatandaşlıkla ilgili hukuka aykırı bir karar imzalanmış ama ilgilisine tebliğ edilmemişse, yürürlüğü henüz söz konusu olmayacağından, kararın geri alınmasında da herhangi bir engel yoktur. Zira dava açma süresi işlemeye başlamadığı sürece, kesinleşmiş bir karardan ve kazanılmış bir haktan bahsedilemeyeceği için, idare, hukuka aykırı kararını geri alabilmektedir. [ 5 ]

5.3. Türk Vatandaşlığının Kaybının Malvarlığına Etkisi

Kanuni usule uygun şekilde Türk vatandaşlığından çıkarılan veya Türk vatandaşlığı iptal edilen kişinin malvarlığı tasfiyeye tâbi tutulabilmektedir.

TVK madde 33 uyarınca vatandaşlığı iptal edilenler hakkında 15 Temmuz 1950 tarihli ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’u hükümleri uygulanır. Bunlardan mallarının tasfiyesi gerekli görülen hallerde bu husus iptal kararında belirtilir. Bu kişiler en geç bir yıl içinde Türkiye’deki mallarını tasfiye etmek zorundadır. Aksi halde, malları Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca satılarak bedelleri nam ve hesaplarına kamu haznedarlığı sistemine dahil bir kamu bankasına yatırılır.

Mallarının tasfiye edilerek kendilerinin sınır dışı edilmelerinin gerekli görülmesi halinde, bu hususun mahkeme kararında belirtilmesi gerekir.

Türk vatandaşlığının iptaline ilişkin kararlar niteliği gereği idari işlemdir. Bu kararlar iptal davasına konu edilebilir. TVK madde 33/2 uyarınca Türk vatandaşlıkları iptal edilen kişiler iptal kararı aleyhine yargı yoluna başvurdukları takdirde malların tasfiyesi dava sonuna bırakılır.

6. Devletin Hükümranlık Yetkisinin Keyfi Kullanılması Tartışması

Danıştay, idarenin yabancılara Türk vatandaşlığı verme yetkisini devletin hükümranlık hakkının doğal bir sonucu olarak görmektedir. [ 6 ] Bununla beraber Anayasa Mahkemesi ise devletin hükümranlık yetkisinin sınırsız olmadığını, temel hak ve özgürlüklerin korunması noktasında bu yetkinin keyfiliğe ve kötüye kullanıma karşı denetime tabi tutulmasını gerekli görmektedir. [ 7 ]

Çalışmamızın diğer bölümlerinde detaylıca izah edildiği üzere, yatırım yoluyla Türk vatandaşlığı kazanılması sürecinde idarenin takdir yetkisi bulunmaktadır. Buna karşın sonradan Türk vatandaşlığı kazanmak üzere idareye başvuran yabancılar hakkında TVK’de öngörülen şartları haiz etkin bir araştırma faaliyetinin yürütülmemesi, bu kurumun keyfi ve kötüye kullanılmasının önünü açmaktadır.

7. Sonuç

Yatırım yoluyla Türk vatandaşlığı kazanılması yoluna duyulan ilginin artması uygulama sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Sorunların başında, Yönetmelik madde 35 uyarınca idareye yüklenen araştırma ödevinin etkin bir şekilde yürütülmemesi sebebiyle kamu düzeni ve milli güvenlik bakımından sakıncalı olabilecek başvuruculara Türk vatandaşlığı verilmesi gelmektedir.

İdarenin özellikle (i) Interpol’ün AFIS sistemini yeterince etkin kullanmaması ve (ii) yerli ve milli imkanlarla geliştirilmiş APFIS sisteminin uygulamadaki sorunların önüne geçebilecek yeterli veri tabanına sahip olmaması, yatırım yoluyla kazanılmış vatandaşlıkların iptali prosedürünün sıklıkla işletilmesine sebebiyet vermektedir.

Bu durum, yatırım yoluyla sonradan vatandaşlık kazanılması kurumunun kötüye kullanımına açık kapı bırakmakta, aynı zamanda Devletin hükümranlık hakkından doğan takdir yetkisinin keyfi kullanılması tartışmalarına yol açmaktadır.


[ 1 ] Interpol Bültenleri, (E.T. 26/01/2024)

[ 2 ] T.C. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü 2017 Faaliyet Raporu s. 24

[ 3 ] Parmak İzi ile Faili Meçhul Olaylar Aydınlatılıyor (E.T. 16/02/2024)

Emniyet Genel Md. Kriminal D. Bşk. Olay Yeri İnceleme Faaliyetlerinde Gelinen Son Nokta

[ 4 ] Resmi Gazete, Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik, Sayı: 27544, T. 6/4/2010, (E.T. 17/03/2024)

[ 5 ] GÖZLER, Kemal; İdare Hukuku, C. I, 2. Baskı, Bursa, 2009 s. 1124.

[ 6 ] “Türk Vatandaşlığına alınıp alınmama konusunda idareye 403 sayılı Yasa ile tanınan takdir yetkisi, devletin hükümranlık hakkının bir sonucu olup koşulları bulunan herkesin isteği halinde Türk Vatandaşlığına mutlak şekilde kabul edilebileceği yolunda mevzuatta herhangi bir hüküm bulunmamaktadır…” Danıştay 10. Dairesi E. 1996/2993, K. 1997/4168, T. 06.11.1997.

[ 7 ] “Temel hak ve özgürlüklerin korunması millî güvenlik alanında yapılan faaliyetlerin de keyfiliğe ve kötüye kullanmaya karşı denetlenmesini elzem kılar…” Anayasa Mahkemesi, K.A. Başvurusu, Başvuru Numarası: 2017/38596, T. 19/10/2021.

This post is also available in: English


Av. Mahmut BarlasAv. Ozan BaşbakanAv. Ece Akbaba
Published :
Categories: White-Collar Investigations & Criminal Law